Çok iyi hatırlıyorum, Steep ilk duyurulduğunda “aaa ne güzel, yeni SSX” demiş ve bilgisayar başından uzaklaşıp el değirmeninde kahve öğütmeye koyulmuştum, en fazla bu kadar ilgimi çekmişti oyun.
Şimdi şu noktadan başlayıp Tuna’nın Ubisoft PR sorumlusuna “Kürşat da bayılır Steep’e” diye ön bilgi vermesine kadar geçen süreçte ne oldu çok emin değilim ama Steep kesinlikle “yeni bir snowboard oyunu” değil, bunu artık öğrendik sanıyorum.
Kısaca toparlarsak, Steep tamamen online mekaniklerin hakim olduğu bir açık dünya ekstrem sporlar oyunu ve denediğimizde de bu mekaniklerin hiç fena çalışmadığını gördük aslında.
Sıkıntı, biz oynarken oyunu bize anlatan yapımcının bile “ya işte bak buradan da yamaç paraşütü yapıyoruz, bak aşağıda bir kayakçı, böyle işte” diye kısaca izah ettiği amaçsızlık ve bayat oynanış. Oyun karla kaplı Alp Dağlarında geçtiği için manzara dediğimiz şey bembeyaz karla kaplı devasa bir alan (Far Cry 4 gelmesin aklınıza!) ve grafikler de gerçekten iyi gözükmüyor.
Oyundaki dört disiplin (Yamaç paraşütü, kayak, snowboard, wingsuit) arasında sadece kayak bana keyif verdi açık konuşmak gerekirse, diğer oyuncular ile düelloya tutuşup ele geçirdiğiniz bölgeler ve haritanın devasalığı da şimdilik oyunu kurtarmaya yetmiyor. Diğer taraftan oyun çıktığında Alaska bölgesinin de ücretsiz bir güncelleme ile bize sunulacağı kesinleşti. Ekstrem sporlar açısından Steep bir şans ve umarım iyi kullanılır, çıktığında göreceğiz bakalım.