Monokrom, kabuslarınızda bile görmek istemeyeceğiniz bir atmosferde umutsuzca bir cevap, bir çıkış aradığımız anların üzerinden yaklaşık 6 sene geçti. Evet, daha sonraları hayli palazlanacak olan indie oyunların kilometre taşlarından biri olan ve Danimarka’da yerleşik küçük bir ekip (20 kişi) tarafından geliştirilen Limbo’dan bahsediyoruz. Yapımcı Playdead eskiden hatırladığınız ne varsa biraz daha iyileştirmiş, biraz daha 3D havası vermiş ve biraz daha renklendirmiş geçen zaman içinde, işte karşınızda INSIDE.
İki oyun arasında benzerlikler hayli fazla. INSIDE’ın dünyası Limbo kadar renksiz olmasa da halen minimal, pastel renklerin ağırlıkta olduğu bir atmosfer söz konusu, bunun yanında tıpkı Limbo gibi nerede olduğumuzu bilmez bir halde uyanıyor, paldır küldür oyuna başlıyoruz ve bu defa karşımızda doğaüstü mahluklardan ziyade gördüğü yerde boğazımıza saldıracak köpekler ve bir sebepten ötürü bizi yakalamaya çalışan adamlar var.
Evet INSIDE, tıpkı Limbo gibi “ölümden kaçtığımız” bir oyun, karakterimiz de kaçmak dışında her türlü kendisini savunma donanımından yoksun bir genç. Oyundaki bulmacalar ise Limbo’nun aksine pek tekrara bağlamıyor. Oyunda bir tür başlığı kafamıza geçirerek, cansız gözüken diğer karakterleri yönetebiliyor, bazı bölümleri bu sayede geçebiliyorsunuz. Normalde sıkıntı yaratabilecek olan bu mekanik o kadar güzel kotarılmış ki oyuna renk katmış. Ayrıca oyunun ortalarında başınıza gelen bir müsibetin ardından kask takmadan da bu yeteneği kullanabiliyorsunuz.
Oyunda kayıt sistemi yerine checkpoint sistemi kullanılmış ama üzülmeyin, gayet sorunsuz çalışıyor. Bu tip oyunların aksine, mümkün olan en yakın yerden başladığınız için çoğunlukla Quick Save’i aramıyorsunuz bile. Ayrıca oyunu Limbo’ya kıyasla biraz daha kolay buldum diyebilirim, ölmek halen çok kolay ancak bulmacaların çözümünü kısa sürede bulabiliyorsunuz.
Yapımcı bu defa Limbo’da kullandığı grafik motorunu bir kenara bırakmış ve Unity’yi tercih etmiş, çözünürlük dışında hiçbir grafik ayarı mevcut değil ve optimizasyon da son derece başarılı. Karakter animasyonları ise öylesine muhteşem ve öylesine eksiksiz ki, 75Hz monitörde oynamış olmama rağmen mest oldum diyebilirim. Yapımcı Playdead’in özellikle 144Hz monitörleri önerdiğini de hatırlatalım. Sonuç olarak INSIDE, ortalama bir oyuncunun en fazla 3-4 saatini alabilecek, tadı damakta kalan bir yapım. Bu kısa ama keyifli deneyimi kaçırmanızı önermiyorum. INSIDE sistem gereksinimleri ve tanıtım videosu ise aşağıda.
INSIDE Minimum Sistem Gereksinimleri
- İşletim Sistemi: Windows 7 / 8 / 10 (64 Bit)
- İşlemci: Intel Core 2 Quad Q6600 2.4 GHz veya AMD FX 8120 3.1 GHz
- RAM: 4 GB
- Ekran kartı: NVIDIA GT 630 / 650M veya AMD Radeon HD 6570
- Gerekli Boş Harddisk Alanı: 3 GB
- Direct X: 9
INSIDE Tavsiye Edilen Sistem Gereksinimleri
- İşletim Sistemi: Windows 8 / 10 (64 Bit)
- İşlemci: Intel i7 920 2.7 GHz veya AMD Phenom II 945 3.0 GHz
- RAM: 8 GB
- Ekran kartı: NVIDIA GTX 660 veya Radeon R9-270
- Gerekli Boş Harddisk Alanı: 3 GB
- Direct X: 11